Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çalış genç adam çalış! Namerde muhtaç olmak, ölmekten beterdir! Ali Fuat Başgil
Sayfa 165 - Oku Yorum YayınlarıKitabı okudu
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
Reklam
Ordinaryüsün Fahiş Yanlışları: Yeni Anayasa gereği milletvekili ve senato seçimlerinden sonra TBMM ve Cumhuriyet Senatosu tarafından yeni cumhurbaşkanı da seçilecekti. Adalet Partisi Samsun senatör adayı Ali Fuat Başgil'in cumhurbaşkanlığına aday gösterileceği seçimlerden önce açıklanmıştı. Anayasa hukukçusu olan Ord. Prof. Dr. Ali Fuat
Ali Fuat Başgil'i devlet başkanı yapmak isteyenlere soruyorum: Başka adam bulamadınız mı? İç ve dış Türkleri ayrı milletler sayan, milliyetçiliği milletler arası münasebetlerde ayırıcı rol oynayan kolektif bir egoizm diye gören, dinin bugün için bir ideal veremeyeceğini iddia eden ve Nâzım Hikmetof'un hapisten çıkması için birçok solcularla birlikte bir kâğıda imza atan bu ordinaryüsten başka kimseyi bulamadınız mı?... Bir devlet başkanı seçimi siyasî bir iş olmadığı, siyasetin üstünde yer aldığı için fikrimi söylüyorum: Bula bula Başgil'i mi buldunuz? Siz de kuru şöhretlerin ardında mı koşacaksınız? Yoksa milliyetçi değil misiniz? Yahut bunların hiçbiri değil de koyu bir gaflet bulutu içinde misiniz? Böyle ise, işte size Ordinaryüs'ün fikri yönünü açıkladım. Kimin devlet başkanı olması gerektiğini de ben öğretecek değilim ya..."
Atsız'a Milletvekilliği Teklif Ediliyor: Halkın belki de yarısının gönül verdiği Menderes ve arkadaşları idam edilmişti ama memlekette yaprak kımıldamamıştı. Türkiye seçim sath-ı mâiline girmişti. O günlerde Atsız'a da milletvekilliği teklif edildi. Erk Yurtsever anlatıyor: "2 Eylül 1961, Cumartesi günü saat 11 suları... Telefondaki
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Reklam
Hayatın ve tutacağın yol hakkında tereddüde ve kararsızlığa düşüp de bir ışık aradığın zaman, fikrini soracağın kimseyi iyi seç. Ali Fuat Başgil
Panonuza şu soruyu yazmakla işe başlayın: Bugün yapmadıklarımın gelecekteki sonuçları neler olacak? Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'in şu üç kelimesini hayat felsefeniz yapabilirsiniz: "Üşenme, Erteleme, Vazgeçme." Eyleme geçmek için mükemmel hale gelmeyi beklemeyin. Mükemmeliyetçilik yerine sürekli iyileştirme felsefesine göre hareket edin. Bir yerden başlayın, yaptıklarınızı aşama aşama düzeltin. Büyüklüğün verdiği 'hormonlu egonun yarattığı atalet' tuzağına dikkat edin. Osmanlı'nın sonunu getiren şey aşırı özgüvenin getirdiği ataletle Batı'nın yeni icatlarını takip etmemesiydi. Yüksek ego şöyle düşündürtür: "Buldukları iyi bir şey olsaydı, biz bulurduk!" ya da “Biz o kadar iyiyiz ki, onlar kadar çalışmadan da başarılı oluruz!"
Başgil'in kitaplarını basıp beleşe niye dağıtıyorlar
Cumhuriyet, inancı ve ibadeti serbest bırakmıştı. Namaz kıldığı için tek kişi suçlanmadı. Camiye gitmek kimseye suç sayılmadı. Camiler daima açık kaldı. Din ve itikat, zaten dinin kabul ettiği gibi, Allah'la kul arasında bir iç bağlantı olarak kaldı. Halbuki nice yıllar sonra bir üniversite profesörü, yani Ali Fuat Başgil, hem de yabancı ülkelerde yayınladığı Fransızca kitabında (27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri) Cumhuriyet devrinde Türkiye'de müslümanların camilere korkarak ve ancak iki taraflarına bakıp kimseler görmeden girmeye çalıştıkları yazacaktır.
Sayfa 175 - Remzi Kitabevi
Kadir Mısıroğlu
Yakın dönem cumhuriyet tarihi üzerin- de yıllardır yazılan yazıları, yayımlanan kitapları okuduğunuzda hakikatin kırın- tısını yakalamak şöyle dursun ona ulaş- mak için arpa boyu kadar yol almanız bile mümkün değildir. Türkiye'de cumhu- riyetin ilanından 90'lı yılların sonuna ka- dar cumhuriyet tarihi üzerine konuşmak, bazı eleştirilerde bulunmak, resmî tari- hin ve ideolojinin görüşlerine alternatif görüşler ileri sürmek cezasız kalmaya- cak bir hareket niteliğindeydi. Özellikle 1923-1950 arasındaki dönemde resmî ideolojinin mütefekkirler üzerindeki bas- kısı oldukça sertti. Böylesi bir atmosferde merhum Ali Fuat Başgil, Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu, Osman Yüksel Serdengeçti, Os- man Turan, Sezai Karakoç gibi isimler sorumluluk sahibi olarak kendilerini ülke insanının hakikati görmesi için âdeta feda etmişler ve şuurlu bir gençliğin ye- tişmesi için ellerinden geleni yapmışlardı.
Reklam
Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil
* Çalış, genç arkadaşım çalış! Namerde muhtaç olmak, ölmekten beterdir.
Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Ali Fuat Başgil'in genel olarak DP taraftarı camiada, özellikle İslami-muhafazakar muhitlerde müthiş saygı görmesini, (Grenoble ve Paris üniversitelerinde tahsil görmüş Ordinaryüs Profesör sıfatları yaldızlanarak) 'büyük hoca' itibarı kazanmasını sağlayan, daha ziyade din ve vicdan özgürlüğü konusunda yazdıkları oldu. 1954'te
Sayfa 499 - İletişim Yayıncılık
315 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.